Sosyal Medya

Makale

İnsan insanın kurdu değil; yurdu, umudu ve ufku’dur

Tarihi, büyük iddiaları olan, büyük iddialarla kuÅŸanan ve yola çıkan toplumlar yapar. 
Ama bir ÅŸartla: Hedef, dünyaya hâkim olmak deÄŸil, insan/lığ/a hâdim olmak olursa, tarihi yapar, hayat sunar bu toplumlar. 
Zira dünyaya hâkim olma kaygısı güden toplumlar, dünyanın mahkûmu olmaktan kurtulamazlar. 

KABA GÜÇ, RUHU ÖLDÜRÜR

Dünyaya hâkim olma kaygısıyla hareket eden toplumlarda adalet fikri yeÅŸermez. 
Adalet fikri'nden yoksun bir güç, kaba gücü kutsar; kaba güce dayanan bir dünya kurar. 
Kaba güç, insanı, güdülecek bir nesne, bir makina olarak görür. Ä°nsanın ruhunu öldürür, hayatı orman kanunlarının hükmünü icra ettiÄŸi bir arenaya dönüÅŸtürür.
Kaba güçle kurulan bir dünya, varlığını hukuk düzeni kurarak idame ettirir. Ama bu hukuk düzeninde aslolan insan deÄŸil, sistemdir: Hukuk sistemi. Tıpkı Roma'da olduÄŸu gibi. Düzenin adı Sezarizm'dir: “Askerî zorbalık düzeni” (Braudel).
Burada hukuk, insanı deÄŸil sistemi korur aslında: Gerekçesi de hazırdır ve acımasızdır: Düzen varolacak ki, insan varlığını koruyacak bir güvence'ye kavuÅŸacak, der.

Ä°NSANIN ZÄ°NDANI

Adalet fikri, hakikat fikri'nden süt emdiÄŸi zaman gerçeÄŸe dönüÅŸebilir. Hakikat fikri, mülk âlemi'ni kutsayan, hayatı yalnızca mülk âleminden ibaret gören bir dünya görüÅŸünün ulaÅŸamayacağı aÅŸkın bir fikirdir. 
AÅŸkın olan'a açılamayan bir dünya, insanın zindanına dönüÅŸür. 
Mülk âlemi, içinde yaÅŸadığımız fizik dünyadır. Bu dünyanın, insanın zindanına dönüÅŸmemesinin yegâne yolu, melekût âlemine yani fizik ötesine köprü kurabilmesinden geçer. 
Melekût âlemi'nden süt emen bir dünyada hakikat fikri, hayal deÄŸil hakikat olur. 
Dünyayı sadece mülk âleminden ibaret gören bir dünya görüÅŸü, bu dünyada varolmanın yolunun kaba güce dayanmaktan geçtiÄŸine hükmeder. O yüzden mülk âleminde meliklik taslar, melikliÄŸine boyun eÄŸmeyen herkesin boynuna “tasma” takar.

BATI: MÜLK ÂLEMÄ° VE MELÄ°KLÄ°K 

Batı uygarlığı, yalnızca mülk âleminden ibaret bir dünyadır. Melekût âlemi'nden yoksundur. O yüzden hakikat fikri de, melekût âleminden süt emen hakikat fikrinden beslenen adalet fikri de yoktur. 
O yüzden insanı, içeride, insanın kurdu olarak görür. Ä°nsanların içeride birbirlerini yemelerinin önüne geçmek için ruhsuz, sistemi kutsayan bir hukuk sistemi kurar. 
Dışarıda ise, “insan hakları, özgürlükler” nutukları atar; baÅŸka dünyaları, toplumları ayartarak kaba güçle dünyada hâkimiyet kurmaya bakar. Hâkimiyetine boyun eÄŸmeyen toplumları, kültürleri ve medeniyetleri yakar, yıkar! Ä°nsanlığa yalnızca kan ve gözyaşı sunar.

Ä°SLÂM: MELEKÛT ÂLEMÄ° VE DÂRÜ'S-SELÂM

Oysa Ä°slâm medeniyeti, melekût âleminden süt emen bir mülk âlemi idrakine dayandığı için hakikat fikrini eksene alan, herkese adalet dağıtan bir barış yurdu / darü's-selâm sunar.
0 yüzden Batı uygarlığı, bütün dünyayı sömürgeleÅŸtirmiÅŸ, medeniyetleri tarihten silmiÅŸ, kaos, katastrof ve çatışmaya dayalı, Braudel'in deyiÅŸiyle, “silahlı barış düzeni” kurabilmiÅŸtir.
Oysa Ä°slâm medeniyeti, Medine modelinden Osmanlı tecrübesine kadar herkese hayat hakkı tanıyan kozm/oloj/ik bir sulh düzeni armaÄŸan etmiÅŸtir. 
Osmanlı'nın 5 asır üç kıtanın kavÅŸak noktasını tarihte ilk defa barış yurduna çevirmesinin sırrı melekût âleminden süt emmesinde gizlidir.

BATI, GÜCE TAPAR, Ä°NSANI Ä°NSANIN KURDU YAPAR

Batı uygarlığı gücü kutsar, güce tapar. Ä°nsanı insanın kurdu yapar. Hukuk sistemi, güçlü'nün güç kullanarak düzeni yıkmasının önüne geçmek için güçlüdür Batı'da. 
Bu, devlet'i, dolayısıyla sistem'i tanrılaÅŸtıran Hegel'ci felsefede en iyi yansımasını bulur. Hegel'ci felsefe de “insan insanın kurdudur” diyen Hobbes'çu mantığın nihâî mantîkî sonucudur.
Oysa insan insanın kurdu deÄŸil; insan insanın yurdu, umudu ve ufku'dur. 
Bizim dün dünyaya söylediÄŸimiz, yarın da söyleyeceÄŸimiz, insanlığın önünü açacak bilgece söz budur: Hakikat medeniyetinin öz'ü.
twitter.com/yenisafakwriter

yenisafak.com

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.